Reaktif hipoglisemi, postprandiyal hipoglisemi ya da tatlı krizi, diyabetli ve diyabeti olmayan kişilerde1, yüksek karbonhidrat içeren bir yemekten sonraki dört saat içinde ortaya çıkan semptomatik ve tekrarlayan hipoglisemi (düşük kan şekeri) ataklarını tanımlayan bir terimdir.2 Hipogliseminin nedenini belirlemek için bir değerlendirme yapılmasını gerektirdiğinden bu terim tek başına bir tanı değildir.3
Bu durum, kan şekeri seviyesini kontrol etmek için vücut tarafından kullanılan homeostatik sistemlerle ilgilidir. Besin tüketiminden sonraki ilk birkaç saat içinde eğer çeşitli fiziksel aktiviteler gerçekleştirilirse etkileri azaltılabilir olsa da, yorgunluk, uyuşukluk, iritasyon veya akşamdan kalma hissi olarak tanımlanır.
Bu tatlı krizi hissi için öne sürülen bir mekanizma, yemekten hemen sonra kan glukoz seviyesindeki anormal derecede hızlı bir artış ile ilişkilidir. Bu, normal olarak insülin salgılanmasına (ani insülin yükselişi) yol açar, bu da dokuların glukozun glikojen olarak depolanması ya da enerji üretimi için kullanılması yoluyla dokular tarafından hızlı bir şekilde alımını başlatır. Sonuç olarak, kan şekeri seviyesindeki bu düşüş "tatlı krizi" nedeni olarak gösterilmiştir.4 Bir başka neden, insülin etkisinin histerezis etkisi (neden ortadan kalksa bile sonuçun hâlâ gözlenmesi) de olabilir, yani, hem plazma glukozu hem de insülin seviyeleri zaten düşük olsa bile insülinin etkisi hala belirgin olup, plazma glukoz seviyesinin, başlangıçtaki seviyeden daha düşük olmasına neden olmasıdır.5
Şeker krizleri, çok fazla miktarda proteinin tüketilmesininden sonra ortaya çıkan benzer etkilerle karıştırılmamalıdır; bu durum da, şeker krizinin ortaya çıkarttığına benzer bir yorgunluk hissi oluşturur, fakat şeker krizinden farklı olarak, vücudun mideye giren gıdaların sindirimine öncelik vermesinin bir sonucudur.6
Bu durumun oluşma sıklığının saptanması zordur çünkü bu durumu tanımlamak için ya bir dizi çok katı ya da çok gevşek tanımlamalar kullanılmıştır. Reaktif hipoglisemi terimi, Whipple kriterleri'ni (hastalığın oluşturduğu semptomların kan glukoz seviyesinin düşmesine yanıt olarak ortaya çıktığını ve kan glukoz seviyesinin yükseltilmesiyle düzeltileceğini tanımlayan kriter) karşılayan postprandiyal (yemek sonrası) oluşan model için kullanılmalıdır. Bu durumdan farklı olarak, anormal derecede düşük glukoz seviyelerinin benzer şekilde oluşturduğu ancak nedeni kanıtlananmamış semptomlara benzeyen modeller için ise "İdiopatik Postprandial Sendrom" terimi kullanılmalıdır.
Doktorlar teşhisi kolaylaştırmak için, testten önceki iki üç ay boyunca kan şekeri seviyesinin bir ortalamasını veren HbA1c testi yapılmasını isteyebilir. Bu testen daha spesifik olan 6 saatlik glukoz tolerans testi, kan şekeri seviyelerinde olağandışı bir artış veya düşüş olup olmadığını görmek için altı saat boyunca belirli bir glukoz içeceği içilmeden önce ve içildikten sonra düzenli zaman aralıklarla hastanın kan şekeri seviyelerini ölçerek, değişiklikleri grafiklemek için kullanılabilir.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'ne (NIH) göre, semptomların oluştuğu sırada hastanın kan glukoz seviyesi 70 mg/dL'nin altında (3.9 mmol L) ise ve hastanın yemek yedikten sonra durumu iyileşiyor ise reaktif hipoglisemi tanısını doğrulamaktadır.
Semptomlar, bireylerin vücutlarındaki su oranına (hidrasyon) düzeyine ve kan glukoz konsantrasyonlarındaki azalma oranına ve/veya bu azalmanın miktarına olan duyarlılıklarına göre değişir.
Şeker krizi yüksek miktarda karbohidrat tüketiminin ardından genellikle dört saat ya da daha kısa sürede hissedilir. Reaktif hipoglisemi belirtileri şunlardır:789
Bu belirtilerin birçoğu, sıklıkla "açlık" duygusununun insana hissettirdikleri ile benzerdir ve vücuda yetersiz miktarda şeker alınmasının etkilerini taklit ederler: Çünkü bu durum, yani vücudun glukoz yetmezliği biyolojisi, glukoz eksikliği dönemlerinin ardından düşük kan şekeri seviyelerine karşı verdiği tepkiye benzemektedir.10
Ulusal Sağlık Enstitüleri NIH'e göre “Çoğu reaktif hipoglisemi vakalarının sebeplerii halen tartışmaya açıktır. Bazı araştırmacılar, bazı kişilerin hipoglisemi semptomlarının çoğuna neden olan hormon olan epinefrininin normal oranda salgılanmasına "daha" duyarlı olabileceğini ileri sürmüşlerdir.. Ama diğer araştırmacılar, glukagon sekresyonundaki bozuklukların reaktif hipoglisemiye yol açabileceğinine inanmaktadırlar.11
Kortizol, büyüme hormonu ve seks hormonları dahil olmak üzere öteki pek çok hormonlar, vücudun insüline yanıtınının düzenlenmesinden sorumludurlar. Adrenal yetmezlik (ayrıca bkz. Addison hastalığı12) ya da büyüme hormonu eksikliği1314 gibi hormonal bozukluklarının tedavi edilmemesi ya da yetersiz tedavi edilmeleri bazen insülin hipersensitivitesine ve reaktif hipoglisemiye neden olabilir.
Mide baypas cerrahisi veya kalıtsal fruktoz intoleransının, nadir de olsa, reaktif hipoglisemiye neden olduğuna inanılmaktadır.
Birkaç çeşit reaktif hipoglisemi vardır:15
"İdiyopatik reaktif hipoglisemi" artık kullanılmayan bir terimdir, çünkü araştırmacılar artık reaktif hipogliseminin altında yatan nedenlerini biliyorlar ve teşhislerini doğrulayacakları ve patofizyolojik verileri açıklayacakları araçlara sahiptirler.19
Semptomlar ortaya çıktığında bunun gerçek hipoglisemi olup olmadığını anlamak için, ne bir oral glukoz tolerans testi ne de bir kahvaltı testi etkili değildir; bunun yerine, bir hiperglusidik kahvaltı testi (12 saatlik açlık sonrasında yaklaşık 500 KKal'lik bir kahvatının ardından yapılan bir test) veya ambulatuar (ayaktan) glukoz testi yapılması mevcut standarttır.2021
Vücut normal işleyişini sürdürebilmesini için, karbohidratların sindirilmesi sonucunda ortaya çıkan şekerlerden elde edilen nispeten sabit bir glukoz girdisine ihtiyaç duyar. Glukagon ve insülin, insan vücudunda normal glukoz seviyesini sağlayan hormonlar arasındadır.22 Bir öğünün tüketilmesi üzerine, kan şekeri normal olarak yükselir ve bu da pankreas hücrelerinin insülin üretmesini tetikler. Bu hormon, sindirilen glukozun, glikojen olarak depolanması için ya da metabolize edilmesi için karaciğere girmesine sebep olur. Böylece kandaki glukoz seviyelerini düşürür. Aksine, glukagon hormonu pankreas tarafından normalden düşük kan şekeri seviyelerine bir yanıt olarak salınır. Glukagon kandaki glukoz seviyelerini arttırmak için karaciğerde depolanan glukojenenin glukoz olarak kan dolaşımına salınmasını sağlar.23 Gün içerisinde ara sıra alınan yüksek karbonhidratlı atıştırmalıklar ve yemekler şeker krizlerinin ortaya çıkmasının spesifik nedenleri olarak kabul edilirler. Bir kişinin "şeker krizi" hissetmesi, yüksek şekerli gıdaların tüketimininin ardından kan şekeri seviyesinin hızlı bir şekilde yükselmesi ve sonrasından aniden düşmesi yüzündendir. Ve bu durumun sebebi, şekerli yüyeceklerin hızla tüketilmesi sonucunda, aslında ihtiyaç duyulandan daha fazla insülünin salgılanmasının bir sonucudur.
Reaktif hipogliseminin semptomlarını hafifletmek için, Ulusal Sağlık Enstitüleri NIH aşağıdaki adımları atmanızı önerir:24
Şeker krizlerini önlemek için diğer ipuçları aşağıdaki gibi sıralanmıştır,
Düşük karbonhidratlı bir diyet ya/ya da sık sık küçük yemekler bu durumun ilk tedavisidir. İlk önemli nokta kan glukoz seviyesinin azalmaya başlayacağı sabahın ortası ve öğleden sonraları diyete küçük öğünler eklemektir. Eğer yenilen yemeğin miktarı uygun ayarlanabilirse, glukozdaki ani düşüş önlenebilir. Hastalar hızla emilen şekerlerden olan glukoz veya sukroz açısından zengin olan popüler alkolsüz içeceklerden kaçınmalıdırlar. Hastalar ayrıca, özellikle açlık durumlarında şeker ve alkol içeren içeceklere karşı da temkinli davranmalıdırlar.27
Kısa süreli bir rahatsızlık olduğu için, şeker krizi çoğu insanda tıbbi müdahale gerektirmez. Bu konuyu ele alırken dikkat edilmesi gereken en önemli faktörler, gıdaların bileşimi ve zamanlamasıdır.28
Akut düşük kan şekeri semptomları, vücudun karbonhidrat metabolizmasında dengeyi yeniden kazanmak için az miktarda tatlı gıda tüketerek en iyi şekilde tedavi edilir. Öneriler, hızlı bir şekilde sindirilen şekerli yiyecekleri içerir, örneğin:
Semptomların geliştiği zamanda hastada hipoglisemi yoksa, bu duruma "postprandial sendrom" ya da "fonksiyonel alimanter hipoglisemi" denir. Bu özel durum "adrenerjik postprandial sendrom" olabilir, yani kan glukoz seviyeleri normaldir, ancak semptomlar otonomik adrenerjik karşı-düzenlemeye neden olur.30 Bu sendrom sıklıkla, hastanın duygusal açıdan sıkıntılı ve kaygılı davranışlar göstermesine neden olur.31 Bu durum sıklıkla otonom sinir sisteminin düzgün çalışmadığı (disotonomi) bozukluklarda da görülür. Reaktif hipoglisemik diyet yapmak, postprandial sendromun semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
Orijinal kaynak: reaktif hipoglisemi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
"Hypoglycemia." It can also be referred to as "sugar crash" or "glucose crash." National Diabetes Information Clearinghouse, October 2008. http://diabetes.niddk.nih.gov/dm/pubs/hypoglycemia/ ↩
-Updated March 2018 ↩
Kenrose, S. The Reactive Hypoglycemia Sourcebook, 2009. " ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page